10 katlı bir bina büyüklüğünde asteroit (Asteroit 2009 DD45) 2 Mart tarihinde Dünya’nın yakınından geçti. Asteroitin en yakın olduğu konum ise iletişim uydularımızın bulunduğu yüksekliğin iki katı kadar ve Ay’ın Dünya etrafındaki yörüngesinin içinde bulunuyor. Bu kadar yakından geçen bu asteroitin herhangi bir tehdit oluşturmadığı açıklandı.
Görüntünün ortasında 27 Şubat’ta keşfedilen Asteroit 2009 DD45’in 36 dakikalık hareketi görüntülenmiş.
Uzayın derinliklerinden gelen 35 metre çapa sahip kaya kütlesinin 1908’de Sibirya’ya (Tunguska) düşen ve 2000 kilometrekarelik orman arazisini dümdüz yapan asteroitten biraz daha büyük olduğu düşünülüyor.
Asteroit 2009 DD45, Dünya’ya 2 Mart tarihinde Türkiye saati ile 15:40 civarlarında 72.000 km mesafeden geçti. Asteroiti yakınlaşmadan önce de izleyen astronomlar herhangi bir tehdit oluşturmayacağını çoktan hesaplamışlardı. Bu tip asteroitler aslında sürekli yakınımızdan geçiyor, hatta birçoğu atmosfere de giriyor. Örneğin bir araba büyüklüğünde olanların yılda birkaç defa atmosfere girdiği biliniyor. Bunların çoğu atmosferde yanıyor ya da parçalara ayrılıp genellikle okyanusa düşüyorlar. (Dünya’nın 2/3’ünün sularla kaplı olduğunu unutmayın.)
Asteroit 2009 DD45’in 2 Mart 2009’da elde edilen videosu. (Asteorit sağ taraftan görüntüye giriyor.)
Bilim insanlarının tahminlerine göre Tunguska’ya düşen asteroit büyüklüğünde cisimler, ortalama iki yüzyılda bir Dünya’ya çarpıyor. Fakat bu çarpışmalarda atmosfer kütleyi karşılayarak etkisinin en aza indirgenmesini sağlıyor. Fakat büyük bir asteroit olduğu takdirde yerel hasarlara yol açabilecek sonuçlar yaratabiliyor.
2 yorum
Uzun zaman oldu Arif abi.Geçen hafta da Haftasonu Gökyüzü Keyfi’ni yayınlamadın.Ama eminim ki bu haftasonu yayınlayacaksın.En azından ben öyle umuyorum. Asteroidler…Gerçekten de dünyamızı baştan aşağı tehdit eden tehlikeler.Ama neyseki bizi koruyan atmosferimiz var.Eğer o olmasaydı herhalde uydumuz Ay’a benzerdik.Ama içimden bir ses tarih yinelenicek diyor.Yani dünyamızın ilk sahipleri dinozarlar,nasıl bir göktaşı ile yeryüzünden silindilerse,bizim de sonumuz öyle olacak gibi duruyor.Olumsuz düşünmenin bir anlamı yok,ama yine de yabana atılmayacak bir konu.Öyle değil mi?
Merhaba Gökçen,
Geçen hafta verdiğim sözü tutamadım, yazıyı hazırlayamadım; fakat bu haftadan itibaren düzenli bir şekilde tekrar yayınlamaya başlayacağız. İlgin için teşekkürler.
Asteroitler konusunda haklısın, bizim için büyük bir tehtid oluşturuyorlar. Bunca bilim kurgu filmine senaryo olmasına bakılırsa oldukça da ilgi çekiyor, bunu hak ediyor da. Dünya’nın büyük Uzay ajanslarından bir kaçı bu astereoitlerin sürekli izliyor. NASA’nın Near Earth Project adında bir gözlem projesi halen devam ediyor. Sürekli bu gökcisimlerinin hareketleri izlenerek tehtid oluşturabilecek olanlar önceden tespit edilmeye çalışılıyor. Fakat bu sanıldığı gibi kolay bir iş değil, çünkü bu cisimlerin tam olarak hesaplanmış bir yörüngeleri yok, bir çok şeyden de etkileniyorlar. O yüzden bazılarında belli bir ana kadar tehtid oluşturup oluşturmadığına dair yorum bile yapılamıyor. İşte bu anlardan birinde umarım çok geç kalmış olmayız ve senin de belirttiğin senaryo yaşanmaz. Bunun için yapacileceğimiz en iyi şey bu gökcisimlerini tarama ve müdehale tekniklerini elimizden geldiği kadar iyileştirmek olacaktır…